MESEM’de biten hayatlar-8: Zekai de Ömer de inşaattan düşerek öldü
İSTANBUL – Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) kapsamında çalıştırılırken ölen çocuk işçilerin hayatlarını, hayallerini aktarmaya çalıştığımız dizinin son bölümünde Zekai Dikici ve Ömer Çakar’ı anlatmaya çalışacağız. Çalışacağız diyoruz çünkü diğer 7 ölümde olduğu gibi MESEM’lerde düşük ücretlerle, fazla mesailerle, güvenlikleri düşünülmeden çalıştırılırken aramızdan alınan bu çocuklara dair bilgiye ulaşmak hiç kolay değil. Bazı vakalarda ailenin bir şekilde durumu kabullenmesi, çocuğun ‘tanıdık’ bir iş yerinde çalıştırılıyor olması gibi gerekçelerle ölümlerin peşine yakınlar bile düşmeyebiliyor. Kamu adına soruşturma açılsa bile bunlarda da ceza konusunda hızlı bir ilerleme görülmüyor. Dolayısıyla, ‘MESEM çarkı’ tıkır tıkır işlemeye ve dişlileri arasında çocukları ezmeye devam ediyor.
Tıpkı Zekai ve Ömer gibi…
Zekai Dikici 16 yaşında, Manisa’nın Aleşehir ilçesindeki Sümer Oral Mesleki Eğitim Merkezi’nde Elektrik Tesisat Bölümü 11’nci sınıf öğrencisiydi. Ömer Çakar ise 17 yaşındaydı. Diyarbakır’ın Kayapınar Şehit Abdulvahap Çokur Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 10’uncu sınıf öğrencisiydi.
İki çocuk işçi de çalıştıkları yerlerde düşerek öldü. Dikici, elektrik tesisatı yaptığı inşaatın 5’nci katından düşerek hayata veda etti. Çakar ise 500 Evler Semti’ndeki Oto Galericiler Sitesi’nde klima taktığı inşaatın 2’nci katından kafasının üzerine düşerek ağır yaralandı. 6 gün tedavi gördüğü hastanede yaşama tutunamadı.
‘GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINMAMIŞ’
Ömer öldükten sonra yerel haber sitesi AmidaHaber’e konuşan dayısı Serdar Kaya ‘ihmale’ vurgu yapmıştı: “Klimacının sahaya götürmemesi lazımdı, götürmüş. Ağır iş yaptırmaması lazımdı, bunu da yaptırmış. Klima tesisatı döşemek için çatı katına çıkmış, ama hiçbir güvenlik önlemi de alınmamış. Yeğenim ikinci kattaki asma tavandan düşmüş…”
Ömer Çakar, yaşasaydı ne olmak isterdi?
BİLİNMEZİN İÇİNDE MESEM KURBANI ZEKAİ DİKİCİ
Ana geçim kaynağı tarım olan Alaşehir, Manisa’nın küçük ilçelerinden biri. Yoksul ailelerin çocuklarını gönderdiği okullardan birinde öğrenciydi Zekai Dikici. Henüz çocukluk ve ilk gençlik yıllarında o da Ömer Çakar gibi hayata erken veda etti. Dikici hakkında eldeki bilgi çok az. Haftalarca aradığımız ailesine de ulaşamadık. Onun ölümünden sonra sorumlulara ne olduğunu da bilemiyoruz.
Peki Zekai Dikici yaşasaydı ne olacaktı?
Bilinen bir şey var ki MESEM’lerde ölen her çocuğun hikayesinde mutlak bir ‘ihmal’ ortaya çıkıyor. Okuldan uzaklaştırılan çocuklar, ya inşaatta yüksekten düşüyor ya da elektrik akımına kapılıp ölüyor. Ailelerin bir kısmı ‘kader’e iman etse de hepsi de ‘ihmal’e dikkat çekiyor. Bazılarınınsa aklında artık sadece ‘kan parası’ alabilmek var maalesef… Son 1 yıl içerisinde 9 çocuk öldü. Ancak MESEM uygulaması ile çocuk işçi çalıştırma düzeninden hâlâ vazgeçilmedi. Ve görünen o ki bu gidişle MESEM ölümleri bu kadarla da kalmayacak…